Geri

Depremin isimsiz kahramanları

-Saygı Öztürk Ankara'da-

O uğursuz gece, o deprem gecesi elektrikler kesilmiş, kurtarabilen kendisini güçlükle dışarıya atabilmişti. Hayat durmuş, telefonlar susmuş, depremin büyük can ve mal kaybına yol açtığı yörelerle iletişim bağlantıları kesilmişti. Ama birileri vardı ki canla başla mücadele verdi, cızırtılar arasında, boğazlarını yırtarak olup bitenleri anlamaya, bunu başkalarıyla paylaşmaya ve Sivil Savunma birimlerine başvurup "Göreve hazırız" demeye başladı.

Felaket haberleri cızırtılar arasında kesik kesik Ankara'ya ulaşıyordu. Yabancı kurtarma ekiplerine övgüler yağdırılırken onlar geri plandaydı. Onlar amatör telsizciler, isimsiz kahramanlardı.

Deprem bölgesine ilk onlar gitti
Deprem bölgesinin kalbi İçişleri Bakanlığı "Kriz Merkezi" nde atıyor. Sivil Savunma Genel Müdürü Rasim Baş başkanlığındaki heyet gelişmeleri anında öğreniyor. Daha doğrusu başından beri tüm gelişmeleri ilk öğrenen, deprem bölgesine ilk hareket eden ve saat 08.00'de Adapazarı'nda olan Rasim
Baş'ın en büyük yardımcıları da yine amatör telsizcilerdi. Açık ismiyle Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti (TRAC) üyeleri.

Türkiye'nin nabzını tutuyor
Cansen Kılıççöte, bir elinde kalem, bir elinde telsiz, İçişleri Bakanlığı Kriz Merkezi'nde yoğun bir çalışma içinde. O Vakıflar Bankası'nda mimar. Telsizin bir yanında ise Fizik Mühendisi Deniz Çalışkan var. Cengiz Koçum Hacettepe Üniversitesi'nde öğretim görevlisi. Onlar amatör telsizciler. Telefonların kesildiği andan itibaren Türkiye'nin nabzını tutuyordı. Deprem gecesi yataklarından fırladılar. Türkiye'nin ilk bayan amatör telsizcisi Cansen Kılıçöte, şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra Sivil Savunma Müdürlüğü'nün Güvercinlik'teki merkezindeydi. Kötü haberler başladı. İlk haber İstanbul'dan İzmit yönüne
giden CAlE Mobil koddan geldi:

Gözyaşlarını tutamadılar
Telefonlar çalışmıyor, tüm umutlar telsiz ve radyo amatörlerinden gelecek haberlere bağlanmıştı:

İzmit Çiftlikköy'de evler yıkılmış, durum kötü.
Adapazarı'nda evler yıkılıyor, insanlar ölüyor. Burası Yalova. Burası daha kötü...Çok kötü çok. Bolu Düzce'de, Gölyaka'da çok sayıda ölü var.

Haberler çok kötüydü. Ne kadar soğukkanlı olmaya çalışsa da, Cansen Hanım'ın titrek sesi istasyonlara gözyaşı olup akıyordu.

Kodları ''Kriz'' oldu
Aralarındaki protokol nedeniyle Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti'nin frekanslarına Karayolları, DSİ ve Kızılay da girdi. Haberler alınıyor, felaketin boyutları kavranmaya çalışılıyor, ekipler hazırlanıyordu. AKUT'un haberleşmesi de yine amatör telsizciler tarafından ger
çekleştiriliyordu. Hepsinin kodları "Kriz" olmuştu. "Sakarya Kriz", "Adapazarı Kriz", "Ankara Kriz", "Kocaeli Kriz" ekiplerinin haberleşmeleri Ankara'ya ulaştırılıyordu.

Haberleşmeyi onlar sağladı
İçişleri Bakanlığı'da kurulan kriz merkezinin tüm mesajları burada görevli amatörler tarafından diğer illerdeki kriz merkezlerine ulaştırılıyor, o ilin kriz merkezinin talepleri de yine amatörler tarafından Ankara'ya bildiriliyordu. Başbakan ve bakanlara giden bilgiler de bu amatör gençlerin çabalarıyla yerine ul
aşıyordu.

Engellenmek istendiler
Kocaeli-Değirmendere'ye cihazlarıyla giden iki amatör çalışmak istedi. Ancak o saatlerde cereyan geldiği için görevliler bu isteğe burun kıvırıp "İhtiyacımız yok" dediler. Ancak kısa bir süre sonra elektrikler kesildi, telefonla haberleşme durdu. Tüm görevliler telsiz amatörlerini bulabilmek için seferber oldular. Ve aranan gençler ayrılmak üzereyken bulundu. Değirmendere ile ilgili bilgiler bu ekip tarafından merkezlere ulaştırılmaya başlandı. Amatörlerin çalışmaları 60'ın
üzerinde vatandaşımızın da enkaz altından kurtarılmasını sağladı.

Anında kurtarma operasyonu
Amatör telsizciler tarafından kriz merkezlerine ulaştırılan bilgiler, anında arama kurtarma ekiplerine bildirildi. Verilen adreslere giden ekipler 60'ın üzerinde vatandaşımızı kurtardı. Depremin isimsiz kahramanları canla başla çalışırken, kendini bilmez bazı kişilerin asılsız ihbarlarına da muhatap oldular. Cep telefonuna mesaj geldiğini belirten bir kişi enkaz altındaki bir kişinin adresini bildiriyor. Artvin'de
n aradığını belirten kişinin yalanı çabuk çıkıyor. Çünkü cep telefonuna o saatte hiç mesaj bırakılmamıştı.

Deprem haritası
Depremin can ve mal kaybına yol açtığı merkezlerin kalbi, İçişleri Bakanlığı Kriz Merkezi'nde atıyor. Duvarda dev bir Türkiye haritası. Bilgisayarlar, dosyalar, illerden gelen mesajlar, illere gönderilecek mesajlar hep bu odada hazırlanıyor, şekilleniyor. Duvarda deprem bölgesinin uzaydan çekilen fotoğrafı var. Bazı yerler işaretlenmiş. Hemen altında beyaz tahta.

Tahtanın üzerinde ölü, yaralı ve hasar durumu ile diğer bilgiler yazılı. Değişiklikler anında işleniyor. Emniyet, jandarma yetkilileri çalışmaların içinde. Onlara düşen görevler varsa hemen anında haberdar ediliyor, istekleri anında illere bildiriliyor.

146 Ülkeyle haberleşiyorlar
İçişleri Bakanlığı'nda depremin isimsiz kahramanlarının çalışmalarını gördük. Telefonların çalışmadığı dönemde fedakarca görev yaptılar.

Artık telefonlar çalışmaya başladı. Onların görevi de bugünden itibaren bitiyor. Onlar yine cihazlarının başında haberleşmeye, değişik ülkelerle konuşmaya devam edecek. Türkiye'deki felaketin boyutlarını yabancı ülkelerdeki telsizcilere duyurmuşlardı. Cansen Hanım "Tam 146 ülke ile haberleşiyorum" diyor. Herkesin cebinde cep telefonu olduğunu hatırlatıyor, "Ama gördüğünüz gibi yeri geliyor bunlar da işe yaramıyor' diyor.

Türkiye çapında 35 şubeleri var
Cemiyetlerinin önemini anlatıyor, 35 şubelerinin bulunduğunu belirtiyor ve kriz dönemindeki çalışmalarını bir rapor halinde cemiyete sunacaklarını kaydediyor. Onlar gerçekten deprem felaketinin isimsiz kahramanlarıydı. Cernobil faciasını da dünyaya ilk duyuran bir amatör telsizci değil miydi?

 (Star Gazetesi)