Felaketlerde ses veriyorlar


Doğal felaketlerde haberleşmeyi sağlayan amatör telsizciler
şiddeti 3'ten büyük depremlerin bilgisini almaya başladı.


--------------------------------------------------------------------------------

Haberleşme altın çağını yaşıyor. Dünyanın her yeriyle konuşmak mümkün artık. Ancak deprem gibi doğal felaketlerde hayatî öneme sahip telefonlar devre dışı kalıyor. Yardım taleplerine cevap verilemiyor, acil müdahaleler yapılamıyor. Bu durumlarda amatör telsizciler devreye girerek haberleşmeyi sağlıyor. Amatör telsizciler bir adım daha ileri giderek Kandilli Rasathanesi ile yaptıkları protokole göre üç ve üzerindeki şiddette tüm depremlerin bilgisini anında öğreniyor. Rasathaneye yerleştirilen yazılım sayesinde depremin şiddeti, yeri ve saati herkesten önce telsizlere mesaj olarak ulaşıyor. Bu sayede telefonlar çalışmasa da erken bilgi alınıyor. İnternet ve telefondan bağımsız çalışan bu sistem sayesinde felaket zamanlarında ‘imdat’ çığlıklarına daha hızlı cevap verilebilecek. Amatör telsizciler depremin ardından önümüzdeki günlerde denizdeki fırtınalardan da haberdar olmaya başlayacak. Meteoroloji Müdürlüğü ile imzalanan protokole göre gemilere yerleştirilecek alıcılar sayesinde fırtına, kasırga hatta tsunami bilgileri telefonlar çalışmasa da amatör telsizciler vasıtasıyla duyurulabilecek.

Geçmişte hatlara aşırı yüklenildiğinde yani doğal afet ve savaş gibi felaketler kapıyı çaldığında haberleşme imkânsız hale geliyordu. 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depremi bunun en iyi göstergesiydi. Bölgedeki hiçbir haberleşme cihazı felaketin ilk günlerinde çalışmadı. Hobi olarak kullanılan telsizler ise adeta Türkiye’nin gözü kulağı oldu. Üç buçuk saatte kurulan istasyonlardan dakika dakika başbakanlığa bilgi geçildi. Kamunun hazırlığı çok iyi olmadığından telsizciler birincil haber kaynağı haline geldi. Hangi bölgede neye ihtiyaç olduğu amatörlerin telsizlerinden yükselen sese göre şekillendi.

DÖRDÜNCÜ OPERATÖR: AMATÖRCELL

Gölcük’teki ilk istasyonu kuran Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti (TRAC) Başkanı Aziz Şasa, “İlk uyarıcılar bizleriz. Yoksa felaketin ne olduğunun anlaşılması mümkün değil. Cep telefonu ile doğal afette kimseye ulaşmak mümkün değil. Biz kılavuzluk yapıyoruz.” diyor. Bir diğer amatör telsizci Soyhan Erim de çalıştığı iş yerinden izin alarak Gölcük’te bir istasyon kurduğunu belirtiyor: “Gerekli malzeme ve ilaç bizim koordinasyonumuzla bu bölgelere sevk edildi.” Grupların birbiriyle irtibatını sağlayan amatör telsizcilerin bölgedeki sayısı o tarihte 170’ti. Bu tecrübe 12 Kasım 1999 tarihinde meydana gelen ikinci depremde kendini gösterdi ve amatör telsizciler 30 dakika içinde koordinasyon için hazır duruma geldi.

Bu altyapı sayesinde bugün Marmara bölgesinde 500’ün üzerindeki telsizci hem rahatça hem de ücretsiz birbiriyle konuşuyor. Güney ucu Bursa’ya, doğu ucu Düzce’ye, kuzeyde İstanbul’a, batıda ise Trakya ulaşan şebekenin 48 tane aktarıcısı var. Bu şebekeden faydalanan telsizciler, Kandilli Rasathanesi’nin ölçtüğü üç ve üçün üzerindeki her depremin bilgisini mesaj olarak alıyor. Rasathanedeki ölçüm cihazlarına yüklenen APRS adındaki yazılım sayesinde bu bilgi akışı hiçbir engele takılmadan sağlanıyor. “Telefon ve internetin kesilmesi halinde bile bu bilgi gidiyor. İnternet ve telefondan bağımsız olarak dağıtılmış oluyor.” diyen Aziz Şasa, depremin yeri, saati ve şiddetinin ölçülüp merkeze ulaşma süresini 20 dakika olarak belirtiyor.

TSUNAMİYİ ‘ERKEN UYARI’ DUYURACAK

Amatör telsizciler şu günlerde ise ‘erken fırtına uyarı sistemi’ üzerinde çalışıyor. 2004 yılının sonlarında erken uyarı sisteminin devrede olmamasından dolayı Güney Asya’yı vuran tsunami felaketinde 200 binden fazla insan hayatını kaybetmişti. Böyle bir felakete karşı savunmasız kalmamak için gemilere birer alıcı yerleştirilecek. Bunlar denizdeki durumu anında Meteoroloji Müdürlüğü’ne iletecek. Fırtına, kasırga ya da tsunami bilgisine göre hem gemiler hem de kıyılarda yaşayanlar uyarılacak. Hatırlanacağı üzere İstanbul Kuştepe’ye hava tahminleri için yerleştirilen 3 milyon dolarlık meteoroloji radarı yıldırım düşmesi sonucu imha olmuştu. 2004’te erken uyarılamayan İstanbul kara teslim olmuştu. Meteoroloji Müdürlüğü’ndeki sisteme eklenecek APRS yazılımı denizdeki hareketleri amatör telsizcilere otomatik olarak geçecek. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile protokol imzalandı, şimdi gemilere alıcıların yerleştirilmesi ve bilgilerin telsizlere ulaştırılması üzerinde çalışılıyor.

Felaketlere karşı koordinasyonun sağlanması için kurulan komisyonda yer alan ilk dernek TRAC. 1988’de oluşturulmasına rağmen komisyon ilk toplantısını 17 Ağustos depreminden 4 ay önce yapabildi. Nisan 1999’da bir araya gelen Emniyet, Jandarma, Türk Telekom ve TRAC depremin ardından toplantılarını daha da sıklaştırdı. Bir buçuk ayda bir toplanan komisyona şimdi GSM operatörleri, uydu telefonu hizmeti verenler, sahil radyo da dâhil oldu. Deprem bilimciler önümüzdeki 30 yıl içinde 7’nin üzerinde şiddete sahip deprem bekliyor. Alt yapıdaki tahribatın durumuna göre bu komisyon farklı felaket planları üzerinde çalışıyor. Amaç muhtemel bir afette haberleşmenin sorunsuz sağlanabilmesi. GSM operatörlerinin devre dışı kalmasının geciktirilmesi, cep telefonlarına tek bir noktadan “Şu bölgeye tahliye olun.” gibi uyarı mesajı gönderilmesiyle sağlanacak. Bu ise sadece yönetici düzeyindekileri kapsayacak. Ancak henüz istenilen aşama katedilemedi

Böyle bir felakete karşı haberleşme noktasında savunmasız olunduğu Körfez Savaşı esnasında anlaşılmıştı. Diyarbakır’dan Adana’ya bilinmeyen bir cismin yaklaştığı haberi aktarıldığında bu şehirde sirenler çalmaya başlamış, panik bir anda bütün şehre yayılmıştı. Telefonlar kilitlenmiş, irtibat tamamen kopmuştu. Yabancı cisim, şehre yakın bir bölgeye düşen Patriot füzesiydi. Bir süre sonra alarmın yanlış olduğu Diyarbakır’da anlaşılır ancak bu bilgi bir türlü Adana’ya geçilemez. Sirenler de susturulamaz. İşte bu sırada devreye hemen amatör telsiz ekibi girer. Kısa dalga frekans üzerinden önce Gaziantep’e bilgi aktarılır, ardından Adana Valiliği’nde kurulan Hareket Merkezi’ne. Sirenler 6-7 dakika içinde susturulur ve panik sona erer.

Diyarbakır Bölge Hareket Merkezi’ndeki istasyonu kuran kişi Aziz Şasa. Amatör telsizci Soyhan Erim’e göre, Aziz Şasa’nın görevi “Herhangi bir ülkeden ya da Irak’tan saldırı olması durumunda ikaz alarm servisine destek olmak.” idi. Kurulan ağ sayesinde o dönem telefonların çalışmaması durumunda bölgenin haberleşme altyapısı tesis edilmiş oluyordu. Patriot füzesi paniği de amatör telsizciler sayesinde sona erdirildi.

TRAC Başkanı Aziz Şasa, diğer haberleşme araçlarının devre dışı kalacağı için doğal felaketlere ve savaş durumlarına her an hazır beklediklerini, birçok deprem ve sel felaketinde görev aldıklarını söylüyor. Körfez Savaşı yıllarında kendilerinden yardım isteyen İçişleri Bakanlığı’na destek olduklarını hatırlatarak, “Güneydoğu’da telsiz istasyonları kuruldu. 1991’de Diyarbakır Bölge Hareket Merkezi’ne koordinasyonu sağlamak için telsizciler sevk edildi. Adana, Trabzon ve Gaziantep gibi illerde arkadaşlarımız hazır duruma getirildi. Ekipler hem birbiriyle hem de Ankara ile irtibat halindeydi.” diyor.

KUVEYT’TEKİ KÖSTEBEK

Aynı günlerde Aziz Şasa, Suudi Arabistan’dan bir telsizci ile irtibata geçer. İç bölgelerden sahile doğru tahliye hareketi olduğu haberini alır. Ne işgalci Irak ile ne de işgal edilen Kuveyt ile bağlantı kurabilir. Bu irtibatı Basra Körfezi’nde demirleyen Amerikan uçak gemisindeki bir telsizci kurar. Abdülcabbar Marafie adında, 9K2DZ işaretine sahip Kuveytli telsizci gün gün işgalin durumunu, Irak askerlerinin nerelere girdiğini, nasıl hareket ettiklerini uçak gemisine aktarır. Bağdat’ta bulunan 10 civarındaki amatör telsizcinin yurtdışı ile irtibatına izin vermeyen Irak askerleri, Kuveyt’teki ‘köstebek’in antenine dokunmaz; bu telsizci ülkesini işgal eden Irak askerlerine her gün erzak temin etmektedir çünkü.

Birçok doğal afette görev yapan Soyhan Erim 13 yıllık ehliyetli amatör telsizci. En son İran ve Pakistan depremlerinde “haberleşme koordinatörü” olarak görev aldı. İnsanlara yardımcı olurken ne dil, din, ırk farkı gözettiklerini ne de bir menfaat beklediklerini vurguluyor. Kullandıkları sistemin polis ve askerin telsiz sisteminden farklı olduğunu belirterek, “Portatif bir sisteme sahibiz. 20 kilogram ağırlığındaki bir istasyonu tek başıma kurabiliyorum. Onlar bizim kadar çabuk ve aktif olamayabilirler.” diyor. Polis ya da asker, eğer amatör telsizciye ihtiyaç duyarsa yardım talep ediyor, onların yanına bir amatör telsizci veriliyor. Deprem veya başka bir felakette telsizlerin çalışmaması veya kilitlenmesinin mümkün olmadığını dile getiriyor.

Amatör telsizciler iki farklı frekans üzerinden konuşuyor. Birisi VHF-UHF adı verilen yakın mesafe görüşmeleri. Bu Marmara bölgesinde şu an ücretsiz kullanılan sistem. İkincisi ise HF adı verilen kısa dalga frekansı. Havanın durumuna göre değişen bu kanaldaki görüşme mesafesi 12 bin kilometreye kadar çıkabiliyor. 144-146 ve 430-440 frekans aralıklarının geniş olması telsizlerin felaket durumlarında kilitlenmesini engelliyor. Türkiye’de amatör telsizciliğin önü 1983’te çıkarılan bir kanunla açıldı. Telsiz kullanabilmek için Ulaştırma Bakanlığı’nın altı ayda bir açtığı ‘ehliyet’ sınavını kazanmak gerekiyor. İlk sınav 1985’te açıldı. O tarihten bugüne kadar 6 bin kişi ehliyet alabildi. Bunların sadece 2 bin 500’ü aktif telsiz kullanıcısı. Amatör telsizci olmak için TRAC’ın üç ay süren ücretsiz kurslarına katılıp Ulaştırma Bakanlığı’nın sınavına girilebilir. Amatör telsizcinin evde bir istasyon kurarak uzun mesafeli konuşmasının bedeli bin doları buluyor. İki farklı ehliyet var: A ve B. A grubunun Mors alfabesini bilmesi zorunlu iken B grubunun sadece telsiz ile konuşması yeterli. Sesli ve Mors alfabesi ile konuşmanın yanı sıra Cenevre’deki BM Temsilciliği’ndeki bir sistem sayesinde dijital konuşma da yapılabiliyor. Dizüstü bilgisayarlar, telsizler üzerinden bu merkeze ücretsiz olarak bağlanıyor, elektronik posta adresi gibi kullanılarak bilgi alış-verişi yapılabiliyor.

ÜNLÜ TELSİZCİLER VE İŞARETLERİ

Telsiz hobisi pek bilinmiyor belki ancak ünlülerin arasında da oldukça yaygın. Amatör telsizcilerin arasında kral, parlamenter, aktör, kardinal, gitarist, futbolcu bile var. İşte bazı ünlü amatör telsizciler ve uluslararası konuşmalarda kullandığı işaretler yani kodları.

Juan Carlos (İspanya Kralı) EA0JC

Marlon Brando (Aktör) FO5GJ

Ürdün Kralı Hüseyin(Kral) JY1

Carlos Menem (Arjantin eski Bşk.) LU1SM

Sergey Rebrov (Futbolcu) M0SDX

Yuri Gagarin (İlk kozmonot) UA1LO

Goran Bregovic (Müzisyen) YU4ZU

Joe Walsh (Eagles’ın gitaristi) WB6ACU

General Pinochet (Şili) CE3GP

Masaru Ibuka (Japon Telekom) 3BB

Kral Hasan (Fas Kralı) CN8MH

Sir Brian Rix (Aktör) G2DQU

David French (CNN haber) N4KET

Manny Mota (Beyzbol oyuncusu) HI8MMJ

B. Adulayadej (Tayland Kralı) HS1A

Francesco Cossiga (İtalya eski bşk.) I0FCG

Keizo Obuchi (84. Japon Başbakanı) JI1KIT

Queen Noor (Ürdün Kraliçesi) JY1NH

R. A. Fessenden (bilim adamı) VP9F

Rajiv Ghandi (Hindistan eski bşk.) VU2RG

Enrique Guzman (Şarkıcı) XE1GGO

John Sculley (Apple’ın CEO’su) K2HEP

Paul Cohen (Matematikçi) KB6OLJ

Roger Mahony (Kardinal) W6QYI