Geri

Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı tarafından koordine edilen “17 Ağustos: Uyku ve Uyanış Etkinlikleri” kapsamında Darphane’de “Deprem Öncesinde ve Sonrasında Sivil Toplum Kuruluşları Arası İletişim ve Eşgüdüm” paneli düzenlendi.

Panelde konuşan Afete Karşı Sivil Koordinasyon (ASK) Koordinatörü Yüksel Selek, birçok resmi ve sivil kuruluşun, olası depremlere karşı yoğun bir faaliyet içinde olduğunu belirterek, bu faaliyete katılımın sağlanması için, öncelikle bilginin paylaşılması gerektiğini söyledi.

17 Ağustos deneyiminin, bilgiyi paylaşma ihtiyacını ortaya koyduğunu ifade eden Selek, “ASK, bir bilgi-belge merkezi oluşturarak, bilgilerin derlenmesi, on-line hale getirilmesi, afet halinde ve ertesinde bilgi ve belge akışının sağlanması için gerekli altyapıyı kurmaya çalışıyor” dedi. Selek, ASK’nın “Acil Durum Planı” hazırlanması ve “Acil Durum Yönetimi” birimlerinin yapı, işleyiş ve donanımlarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağını da ifade ederek, afet öncesi ve sonrası çalışmalara bilgi, beceri ve emekleri ile katılmaya istekli gönüllülere ulaşacaklarını söyledi.

Selek, ASK’nın afetle ilgili çalışma yapan kuruluşlar arasındaki bilgi paylaşımını ve koordinasyonu sağlayarak, enerjinin rasyonel kullanımına yardımcı olacağını belirtti.

İLETİŞİM EKSİKLİĞİ

Ağ 17 Yardım Gönüllüleri Derneği adına konuşan Babür Şaylan, deprem sonrası internet üzerinden biraraya gelmiş bir grup olarak ortaya çıktıklarını belirterek, deprem bölgesinde yaptıkları çalışmalar boyunca en büyük eksikliklerinin, diğer sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim eksikliği olduğunu söyledi.
Depremzede Dernekleri Koordinasyonu temsilcisi Ayşegül Şenol, 17 Ağustos depreminin ardından en güzel kazanımın, toplumsal dayanışma olduğunu belirtti. Depremin ardından sivil toplum kuruluşlarının dinamik gücünün ortaya çıktığını dile getiren Şenol, yardımlar konusunda bir tehlikeye de dikkat çekerek, yardımla yaşamaya başlamış insanların, yardımın kesilmesi durumunda hayatla da bağlarını kestiklerini söyledi.

Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti Genel Başkanı Aziz Şasa da, bu tür afetler anında amatör telsizciliğin önemine değindi. Şasa, kamu ile koordineli çalışan sivil toplum kuruluşlarına haberleşmeyle ilgili eğitim verdiklerini de ifade etti.

Çanakkale Deprem İçin Sivil Koordinasyon Gönüllüleri temsilcisi Hasan Temel Turhanlı ise deprem bölgelerine yardımları organize etmek için ortaya çıktıklarını ifade ederek, ancak daha sonra bu oluşumun yerel bazda afetlere karşı kamu ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğini ortaya koyan birçok projeye imza attığını belirtti. Turhanlı, Çanakkale’nin depremselliğini ortaya koyan bir rapor da hazırladıklarını söyledi.
Dayanışma Gönüllüleri adına bir konuşma yapan Belgin Cengiz ise sivil toplum kuruluşlarının son bir yıl içindeki uygulamalarını eleştirerek, “Sivil toplum kuruluşları arası rekabet yaşandı, sürekli polemik üretir hale geldik. Pratikte kendimize daha kişilikli çalışma ortamını deprem sonrasında bulduk ancak, ne idüğü belirsiz ve kimliksiz çalışma grupları olarak vardık” dedi.