Faaliyetler Sayfası DönüşBeyazıt Kulesi Dönüş

BEYAZIT KULESİ İLE İLGİLİ YAZI VE RESİMLER




16 Nisan 1999, Perşembe



Yangın vaaaaarr!

Ayten GÖRGÜN

 

 

Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi merkez binası bahçesindeki Beyazıt Kulesi onarıldı. Onarım İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından yapıldı. 1997 yılında başlayan onarım için 60 milyar lira harcandı. Kule seçimlerden sonra İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından Kule Müfreze Amirliği olarak kullanılacak. Kuleden yangın gözetlemenin yanısıra meteorolojik bildirimler için de yararlanılacak.

 

İstanbul'da yangının ilk alevini görüp tulumbacılara haber vermek için üç yangın kulesi kullanılırmış. Beyazıt, Galata ve İcadiye yangın kuleleri. Bunlardan Beyazıt Kulesi yaklaşık 100 yıl yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmış. Kule bu tarihi görevini 18 Nisan'da yapılacak seçimlerden sonra tekrar üstlenecek ve eskiden olduğu gibi yine yangın ve meteoroloji kulesi olarak hizmet verecek.

 1996'da keşfi yapılan, 1997 yılında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak restore işlemine başlanan kulenin açılışı önümüzdeki günlerde gerçekleşecek.

85 metreden kuşbakışı

 Beyazıt Kulesi, Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından a'dan z'ye restore edildi. Zemin, iç ve dış kat ve duvarlarındaki tahribat onarıldı, ahşap merdivenler elden geçirildi. Kulenin en üst katında kubbe şeklindeki tavanında yer alan resimlerin sıvası dökülmüş bölümleri, orijinaline uygun olarak onarıldı ve tamirat işlemleri bitirildikten sonra İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı'na devredildi. İtfaiye tarihi mekanı, Kule Müfreze Amirliği olarak kullanacak.

 İstanbul İtfaiye Daire Başkanı Sabri Yalın, Beyazıt Yangın Kulesi'nin Eminönü, Fatih, Yedikule, Kocamustafapaşa, Beyazıt, Topkapı, Balat, Kadıköy, Tophane, Üsküdar, Beşiktaş, Ortaköy semtlerinde çıkan yangınları ilgili birimlere duyurmak için ideal bir gözetleme yeri olduğunu belirtiyor: ‘‘Eskiden haberleşmeler kuleye bayrak ve fener asarak yapılıyordu. Kule görevlilerine köşklüler denilirdi. Köşklüler top atışları ile yangını diğer semtlere duyururdu.’’

 Beyazıt Kulesi 85 metre yüksekliğinde; bayrak direği ile birlikte 100 metreye ulaşıyor ve toplam 249 basamakla çıkılıyor. 179 basamakta kule gövdesinin çanak biçimindeki katına ulaşılıyor. 50 metrekarelik dairesel formdaki gözetleme katına İstanbul İtfaiyesi tarafından bir yangın operasyon birimi yerleştirilmiş. Kat yarım daire şeklinde kemerli 13 adet pencereyle çevrili. Herbir pencereden İstanbul'un neredeyse ayrı bir semti görünüyor. Bir pencereden Ayasofya, Nuru Osmaniye ve Sultanahmet camileri, diğerinden Kuleli Askeri Lisesi ve bir diğerinden de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü...

 Yapıtın bu ana bölümü Osmanlı barok üslubunun çizgilerini taşıyor. Gözetleme katının üstünde genişletilmiş bir tabla ve teras mevcut. Sonradan eklenen katlar aynı plan ve biçimde; oranlı bir küçülme ile üst üste yinelenmiş. Bu küçük katlara ulaşmak için 80 basamak daha tırmanmak gererekiyor. Toplam dört kat var: Nöbetçi katı, işaret katı, sepet katı ve sancak katı.

 Nöbet katı itfaiyecilerin kenti gözlediği yer. Kule yangın gözetlemenin yanında meteorolojik bildirimler için de kullanılacak. Meteorolojik amaçlı kullanılacak olan katın adı işaret katı. İstanbul halkı kule ışıklarına bakarak ertesi günkü hava durumunu öğrenecek. Kule ışıkları İstanbul'un her noktasından görülebilecek. Mavi açık havayı, sarı sisi, yeşil yağmuru, kırmızı ise havanın kar yağışlı olacağını gösterecek. Sepet katı yangın işaretlerinin verileceği, sancak katı ise Türk bayrağının ve İtfaiye bayrağının asıldığı yer olarak kullanılacak.

 Beyazıt Kulesi'nde hergün üç vardiye halinde iki itfaiye personeli nöbet tutacak. Personel 24 saat çalışıp 48 saat dinlenme esasına göre çalışacak. Ancak bu yeni düzenlemenin getirdiği tatsız bir durum da var: Kule maalesef halka açık değil. 


Copyright 1999   Hurriyet

 

| ana sayfa | son dakika | haber indeksi | gündem | ekonomi | dünya | olay | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | fal | bulmaca | hava durumu | kelebek | istanbul | tatil | pazar | insan kaynaklari | gösteri dünyasi | turizm | teknonet | interaktif tüketici | anketler | özel sayfalar | arşiv+arama | seri ilanlar | e-mail | yardim | hürriyet'ten |

tarihi4.JPG (10235 bytes)




22 Kasım 1999, Pazartesi



İstanbul'u Dinliyorum

Nilgün GEDİKOĞLU

Kule tam bir yıldır suskun

Büyükşehir Belediyesi'nin restore ettiği Beyazıt Kulesi, onarımdan sonra tam bir sessizliğe büründü. Restorasyondan önce hava durumunu bildiren sinyalizasyon sistemi bir yıldır suskun.

 Beyazıt'ta, İstanbul Üniversitesi kampusunun içinde yer alan ve İtfaiye Daire Başkanlığı'na hizmet veren Beyazıt Kulesi'nin, geçirdiği restorasyondan bu yana sinyalizasyon sistemi çalışmıyor.

 Yaklaşık bir yıl önce Büyükşehir Belediyesi tarafından son derece başarılı bir onarıma tabi tutulan kulenin hava durumunu gösteren ışıklı sinyalizasyonu bu tarihten beri yanmıyor. Kule, restorasyondan sonra bir ay boyunca yeşil yanıp 'yağmur' dedi ve bunun ardından da tamamen söndü.

 O zaman köşemizden bunu duyurduğumuzda Büyükşehir Belediyesi önce sinyalizasyonun normal olarak devam ettiğini söylemiş sonra da yanmadığını kabul edip, çok yakında faaliyete geçeceğini duyurmuştu.

 

Ancak aradan geçen uzun zamana karşın kule hala suskun. Sinyalizasyon için meteorolojik veriler alınan Yeşilköy Meteoroloji Merkezi ise kendilerinden iki yıldır veri istenmediğini söylüyor.

 İtfaiye Daire Başkanlığı'ndan görüştüğümüzde ise aldığımız yanıt kulede nöbetçi olmadığı için sinyalizasyonun çalışmadığı yönünde.

 Büyükşehir Belediyesi'ni tarihi kule için yaptığı başarılı restorasyondan dolayı kutluyoruz ancak restorasyonla birlikte gelen bu suskunluğu da gidermesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü bu tarihi kule ve sinyalizasyonu, kentin simgelerinden biri ve birçok İstanbullu ve turistler tarafından 'kente özgü bir hoşluk' olarak biliniyordu.

1972 yılına kadar halka açık olan Beyazıt Kulesi'nin ilginç yapım öyküsü ise şöyle: İkinci Beyazıd zamanında şehri hemen hemen baştan başa yıkan ve 'Küçük Kıyamet' olarak anılan 1509 tarihindeki depremden sonra İstanbul'da ahşap yapılarla birlikte yangınların sayısı da artmaya başladı. Yangınları gözlemek için 1750 yılında Ağakapısı'nda yapılan ahşap gözetleme kulesi de bir yangında yanınca 1808'de II. Mahmut 'un emriyle bugünkü kulenin yerine yine ahşap bir kule yapılmış ve 1826'da çıkan bin yeniçeri isyanında bu kule de yanmış. Bunun üzerine III. Mahmut 1828'de bugünkü Beyazıt Kulesi'ni yaptırmış.

 

Copyright 1999   Hurriyet

 

| ana sayfa | son dakika | haber indeksi | türkiye | ekonomi | dünya | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | fal | bulmaca | hava durumu | kelebek | istanbul | tatil | pazar | insan kaynaklari | gösteri dünyasi | turizm | teknonet | interaktif tüketici | anketler | özel sayfalar | arşiv+arama | seri ilanlar | e-mail | yardim | hürriyet'ten |

 

tarihi5.JPG (13913 bytes)



24 Kasım 1999, Çarşamba



İstanbul'u Dinliyorum

Nilgün GEDİKOĞLU

 

 

BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ

 Beyazıt Kulesi’ne hayat verelim

 Suriçi başta olmak üzere İstanbul'un önemli bir bölümünün rahatça görülebildiği Beyazıt Yangın Kulesi turizme açılabilir. İlk defa 1966 yılında Amerikalı bir işadamı tarafından ortaya atılan bu fikre İtfaiye Müdürlüğü ‘mümkün' derken; turizmciler bir kampanyaya dönüşmesi gerektiğini söylüyor.

İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki kampusu içinde yer alan ve 85 metre yüksekliğiyle neredeyse kentin üçte birine hakim Beyazıt Yangın Kulesi turizme açılabilir mi? İlk kez 1966'da ortaya atılan bu proje gerçeğe çok da uzak değil. Yangın kulesi şu anda 163 yaşında ve İtfaiye Daire Başkanlığı'na hizmet veriyor. Gelişmiş yangın teknolojileri kullanılarak kuleye gözetlemenin yanısıra başka işlevler de kazandırılabilir ve İstanbul'un kültür-eğlence tayfında yeni bir renk olabilir.

 Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Sabri Yalın, bu düşünceye soğuk bakmamakla birlikte çekinceleri var:

 ‘‘İtfaiye açısından sivillerle görevlilerin bu kadar içiçe olması doğru değil. Ama İstanbul'da hayata geçirmek istediğimiz yeni yangın teknolojileri var. Bunlar gözönüne alındığında kuleye termal kameralar yerleştirerek gözleme faaliyeti yürütülebilir. Bir de böylesine güzel bir eserin Galata Kulesi örneğine dönmemesi gerektiğini düşünüyorum. İyi bir şey yapalım derken kötü bir sonuç çıkmamalı ortaya.’’

 Turizmciler adına görüş aldığımız TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) Başkanı Talha Çamaş ise kulenin turizme açılması fikrini çok olumlu karşıladıklarını ve bunun bir kampanyaya dönüşmesi halinde kurum olarak her türlü desteğe açık olduklarını belirtiyor:

 ‘‘Dünyanın her yerinde böyle örnekler vardır. Zaman içinde koşullar değiştikçe işlevleri azalır onları korumak ve yaşatmak için yeni işlevler kazandırılması gerekir.

 Yangın müzesi

 Mesela Beyazıt Kulesi neden bir yangın müzesine dönüştürülmesin? İçinde insanları çekmek için bir ikram merkezi de olabilir. Üniversitenin içinde yer alması kuleye ayrı bir özellik kazandırıyor. İstanbul'da yangınlar ve yangınlarla olan serüvenimizin 500 yıllık geçmişini sergileyebiliriz.’’

 Çamaş, önerilerinde haklı gibi görünüyor, çünkü bırakın İstanbul'un yangın tarihini, kulenin kendi hikayesi bile başlı başına bir ilginç serüven:

 İkinci Bayezıd zamanında (1509) 'Küçük Kıyamet' olarak adlandırılan ve İstanbul'u baştan başa yıkan depremin ardından, kentte ahşap binaların ve dolayısıyla yangınların da sayısı artmaya başlar. Bu yangınları gözleyebilmek için 1750'de Ağakapısı'nda bir gözetleme kulesi yapılır ama ahşap olduğu için bu kule de bir yangında kül olur. Bunun üzerine İkinci Mahmut 1808'de bugünkü kulenin yerine bir yenisini yaptırır fakat onun da sonu yine bir yangınla 1826'da çıkan bir yeniçeri isyanı olur. 1828'de kule bugünkü haliyle yeniden inşa edilir.

 Son olarak geçtiğimiz yıl Büyükşehir Belediyesi tarafından başarılı bir restorasyona tabii tutulan kulenin turizme açılması fikri 1960'lara kadar uzanıyor. Eski belediye başkanlarından Nurettin Sözen'in kulenin intifa hakkını almak için uğraşmış ama projenin fikir babası bir Amerikalı. 1966 yılında Türkiye'ye gelen Amerikalı bir işadamı kulede 60 kişilik bir restoran kurmak istediği ve o zaman için günde bin lira kira vermeye hazır olduğu öğrenildi.

 İleri görüşlü Amerikalı girişimci kuleden İstanbul'u seyretmiş olmalı. Çünkü o tarihlerde kule halka açıktı. 1972'den bu yana ise kapalı.

 Savaş ÖZBEY


Copyright 1999   Hurriyet

 

| ana sayfa | son dakika | haber indeksi | türkiye | ekonomi | dünya | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | fal | bulmaca | hava durumu | kelebek | istanbul | tatil | pazar | insan kaynaklari | gösteri dünyasi | turizm | teknonet | interaktif tüketici | anketler | özel sayfalar | arşiv+arama | seri ilanlar | e-mail | yardim | hürriyet'ten |

wpe4.jpg (8776 bytes)